6 Nisan 2010 Salı

dallanıp da budaklandım

kimse benim yaptığımı yapamaz!

insanlara yararım olsun diye kıçımı yırtarken bir de bakıyorum her şeyi dallanıp budaklandırmışım. konu alakasız yerlere kayıvermiş.

kendimi anlatmaktan mı acizim? ya da yanlış kelimeler mi kullanıyorum?

yanlış kelimeler kullanıyorum evet. bu çocukluğumdan kalma bir şey. unutamadığım, beynimden, hatıralarımdan asla kazıyamadığım travmalı çocukluk anılarımdan biridir şimdi anlatacağım...

kafama bir örtü ya da baş örtü hatırlayamadığım bir şey kapatmıştım. nereden de gördüysem, duyduysam kendimi rahibelere benzetmişim. sonra da komşumuzun karşısına geçip :
-ayşegül ablaaaa! bak fahişe oldum. (çocuk burada rahibe oldum demek istiyor, fahişeyi de tv'den öğrenmiştir kesin :P )
-hiiiiii bir daha duymayayım.

rahibe deseydim de böyle bir tepkiyle karşılaşacaktım eminim.

sanıyorum dallanıp budaklandırmam bunun gibi bir şey. rahibe yerine fahişe demem gibi.

en ufacık olayı nasıl da büyütebiliyorum! kimselere bahşedilmez bu özellik. halbuki, bazen her şey tek bir sözcüğe bağlı olabiliyor. ama benim boktan gururum, su götürmez doğrularım o tek bir kelimeyi on bin kelime yapıyor.

karşımdakiler çok rahatsız oluyor. haklıyken haksız konumuna düşebiliyorum...

halbuki hep ben haklıyım, hep ben doğruyum, hep ben iyiyim.
farklı bir şey düşüneni döverim!

öptüm..

(holy'den rahatsız edici itirafları dinlediniz. şimdi reklamlar..)

Hiç yorum yok: