1 Ekim 2010 Cuma

çocuk sevgimin yükseklik korkusu

başkalarının çocukları hakkında yorum yapmayı, ballandıra ballandıra anlatmayı sevmem. olabilir, çocuktur, çoğu sevimlidir, çoğu sevimsizdir. gerçi çoğu benim gözümde sevimsiz. şu da bir gerçek ki, ne zaman kendi çocuğum olur, o çocuk benim için dünyanın 1. harikası olur. ama bunun dışında sokakta oynayan, sümüklü, pespaye ya da annesinin ona aldığı yeni cici elbisesini giyip kendi yaşından büyük davranan, bilmiş çocuklardan ne yazık ki haz etmiyorum. 


bir ara ekşi sözlük'teki romica'nın çocukları ege ve ilay vardı hayatımda. halen daha varlar. onların üstüne, zekası kıvrak ve sempatik olan başka bir çocuk daha görmedim şu son beş yıl içinde. masmavi gözlerini görenler önce güzelliğine bakarken sonrasında muzipliği ve muzurluğu da görebiliyor dikkatlice bakarsa. 


romica'nın çocukları - ege ve ilay

ege ve ilay'ın diyaloglarından bir kuple sizler için (by romica) : 


ege (8) ve ilay (6) ile akşam yemeğinde...

ilay başka tarafa bakarken ege arkasından şebeklik yapmaktadır. ilay yan gözle ege'yi süzer, istifini bozmadan:

ilay: ege sana bir çakarım, o suratındaki ifade sabitin olur.


emir berke zincidi

ege ve ilay'dan sonraki gözdem ise, öyle bir geçer zaman ki'nin osman'ı emir berke zincidi. böyle çocuğum olsun on tane, bakarım. kulu, kölesi olurum. ya rabbi, o nasıl rol yapmaktır, o ne güzel ağlamaktır? sanırsın ki cidden babası gidiyor da peşinden ağlıyor. maşallah 41 kere yavruma. kendisini daha önce bu kalp seni unutur mu'da izlemiştik. ama dizi çeşitli nedenlerden dolayı yayından kaldırıldığı için doyamamıştık emir çocuğa.. şimdi bu dizi tutar gibi gözüküyor. emir büyüyene kadar o masum ifadesi televizyon ekranında duracak. 

Hiç yorum yok: